Bu yazımızda toplumda özellikle kadınlar arasında oldukça sık görülen varis hastalığından bahsedeceğiz. Varis hastalığı dünya çapında yetişkin popülasyonun yaklaşık olarak %60ını etkilemektedir. [1]
Varis Nedir?
Vücudumuzda iki ana damar grubu bulunmaktadır. Bunlar atardamar ve toplardamarlardır. Atardamarlar temiz kanın vücuda dağıtılmasını, toplardamarlar ise kullanılan kanın kalbe taşınmasını sağlamaktadır. Varis hastalığı kullanılan kanı kalbe taşıyan toplardamarlarda meydana gelmektedir.
Toplardamarlarda meydana gelen yapısal bozulmalar yani damarların genişlemesine varis denilmektedir. Genişleyen damarlar kıvrımlı bir hal alır ve renk değişimleri gözlenir. Varisleşen damarlar kırmızımsı ve morumsu bir renk almaktadır.
Varis Neden Olur?
Toplardamarlar vücuttan topladığı kullanılmış kanı kalbe taşır. Bu taşıma esnasında kanın geriye kaçmaması için damarlar üzerinde kapakçıklar bulunmaktadır. Bu kapakçıklar damarlar üzerinde 5 10 cm aralıklarla bulunmaktadır. Bu kapakçıkların bozulması kirli kanın sızmasına ve bölgede birikmesine neden olmaktadır. Bölgede biriken kirli kan zamanla damarın genişlemesine ve yapısal olarak bozulmasına neden olmaktadır.
Damar kapakçıklarının bozulmasının nedeni ise bacaklara uygulanan baskının artmasıdır. Baskının artmasına neden olan durumlar şunlardır;
- Genetik
- Uzun süre ayakta kalmak
- Uzun süre oturmak
- Vücut kitle indeksinin yüksek olması (Aşırı Kilolu Olmak)
- Yaşlılık
- Gebelik
Genetik
Varis hastalığı genetik bir hastalıktır kadar net bir ifade kullanılması çok doğru olmaz ancak varisin genetik faktörlerle bağlantısı da inkâr edilemez. Ailesinde varis hikayesi olan bireylerde varis riski çok daha fazladır. Her iki aile bireyinde varis bulunan kadınlarda varis bulunmak riskinin %90 civarında olduğu düşünülmektedir.
Uzun Süre Ayakta Kalmak/ Uzun Süre Oturmak
Bacaklarda kullanılan kan kalbe pompalanırken zorlanma yaşanabilir. Bunun nedeni ise kanın bacaklardan kalbe taşınırken yer çekiminin aksi yönünde hareket etmesidir. Uzun süre ayakta kalınması veya oturulması kanın pompalanmasını zorlaştırmakta ve varis oluşmasına uygun zemin hazırlamaktadır.
Aşırı Kilolu Olmak
Kişinin vücut kitle indeksinin gerekenden fazla olması yani aşırı kilolu olması bacaklarda uygulanan baskıyı arttırmaktadır. Baskının artması damar kapakçıklarının bozulmasına ve varisin oluşmasına neden olmaktadır.
Yaşlılık
Yaşın ilerlemesi ile birlikte dokularda ve kaslarda zayıflamalar meydana gelmektedir. Bu nedenle ileri yaşlarda varis görülme riski daha fazladır. Özellikle 50 yaş üstü kadınların neredeyse yarısından fazlasında varis sorunu görülmektedir. Yapılan çalışmalarda genç nüfusta varis riskinin %39 iken 50 yaş üzerindeki bireylerde risk %62 ye çıkmaktadır. [2]
Gebelik
Gebelikte anne vücudunda pek çok değişim yaşanmaktadır. Bunlardan birisi de annenin vücudundan bulunan kan miktarının artmasıdır. Damarlarda bulunan kan miktarının artması damarlara uygulanan baskının artmasına neden olmaktadır. Ayrıca zamanla bebeğin büyümesi de vücuttaki baskıyı arttırarak varisin oluşmasına uygun zaman hazırlamaktadır.
Nasıl Tedavi Edilir?
Varis tedavisi varisin türüne göre tercih edilmektedir. Varisler genel olarak kılcallar, orta boy ve büyük boy varisler olarak 3 e ayrılmaktadır.
Kılcallar genellikle sağlık sorunu olarak kabul edilmeyen damar çatlamalarıdır. 1 2 mm büyüklüğünde oldukça ince örümcek ağı benzeri yapılardır. Zamanla genişleyerek orta boy veya büyük boy varislere dönüşmezler ancak örümcek ağı gibi yayılabilirler.
Orta boy ve büyük boy varisler ise toplardamarlarda ortaya çıkan damar genişlemeleridir. Orta boy varisler tedavi edilmez ise zamanla büyük boy varislere dönüşebilir. Büyük boy varisler ise tedavi edilmez ise zamanla bacak yaralarına dönüşebilir.
Varisler lazer, radyo frekans, skleroterapi ve köpük tedavisi olmak üzere ameliyatsız tekniklerle tedavi edilmektedir. Varisler ameliyatla da tedavi edilebilir. Ancak ameliyatsız tedavilere göre oldukça ilkel olması nedeniyle ele alınmamıştır.
Lazerle Varis Tedavisi
Lazer cihazı sağlık ve kozmetik alanında başarılı bir şekilde kullanılmaktadır. Sağlık alanında kullanıldığı alanlardan birisi de varis tedavisidir. Tedavi, damar içi ve cilt yüzeyinden uygulanmak üzere 2 farlı şekilde uygulanmaktadır.
Cilt Üzerinden Lazer Tedavisi (Exotherme Lazer)
Cilt yüzeyinden uygulanan teknik yalnızca kıllar damar çatlamaları için kullanılmaktadır. Bu tekniğe Exotherme Lazer tedavisi de denilmektedir. Lazer cihazı ile cilt üzerinden oluşmuş kılcal damarlar lazer ışını ile tedavi edilmektedir. Lazer cihazı 1 cm lik alana etki etmektedir.
Damar İçi Lazer tedavisi -EndoVenoz lazer Ablasyonu (EVLA)-
Kılcallar dışında cilt altında oluşan varisler için ise EndoVenoz lazer Ablasyonu (EVLA) yani damar içi lazer tedavisi uygulanmaktadır. Damar içi lazer tedavisi ultrason cihazı eşliğinde yapılmaktadır. Cilde küçük bir kesi açılarak lazer cihazının ince ucu damar içerisinde ultrason eşliğinde sokularak ilerlemektedir. İstenilen noktaya gelindikten sonra cihaza enerji verilerek istenilen alan aşama aşama kapatılarak ilerlenmektedir.
Radyo Frekansla Varis Tedavisi
Radyo frekans tedavisi de lazer tedavisi gibi damar içi ve cilt yüzeyinden uygulanmaktadır. Radyo frekans cihazı varis tedavisinde lazerden daha etkili bir cihaz olarak geliştirilmiştir. Etki alanı lazerden 7 kat daha geniştir. Yani lazer cihazı 1 cm alana etki ederken rf cihazı 7 cm lik alana etki edebilmektedir.
Cilt Yüzeyinden Radyo Frekans Tedavisi
Cilt yüzeyinden uygulanan radyo frekans tedavisinde radyo dalgalarını ısı enerjisine dönüştüren cihaz sayesinde kılcal damarlar tedavi edilmektedir.
EndoVenoz RadyoFrekans Ablasyonu (EVRF)
Toplardamar genişlemeleri için kullanılan ve damar içinden uygulanan tekniktir. Uygulanması damariçi lazer tekniği ile aynıdır. Ultrason cihazı ile harita çıkarılarak uygulanır. Etki alanı lazerden daha geniştir.
Skleroterapi
Skleroterapi herhangi bir kesi uygulanmadan enjeksiyon yolu ile damarın kapatılmasıdır. Şuana kadar geliştirilmiş en verimli ve pratik varis tedavi tekniğidir. Damarın kapatılmasını sağlayan ilaç enjektör yardımı ile damara enjekte edilir. İşlem iğne olmak kadar kolay ve acısızdır. Toplardamar genişlemlerine uygulanan formuna skleroterapi, kılcallara uygulanan formuna ise micro skleroterapi ismi verilmektedir.
Köpük Tedavisi
Köpük tedavisi skleroterapinin büyük ölçekli damarlar için geliştirilmiş formudur. Köpük tedavisinde etken madde üçlü musluk yardımı ile hava ile tepkimeye sokularak köpük formuna getirilir. Bu sayede daha az erken madde ile daha çok alana etki edilmiş olur.
Köpük ve skleroterapi ile tedavi edilen damarlarda bir daha varis oluşma riski bulunmamaktadır. tedavi ile sorunlu damar kalıcı olarak tedavi edilmiş olur.
Köpük ve Skleroterapinin Avantajları
Varis eski zamanlarda ameliyatla tedavi ediliyordu. Yani cilde kesi yapılarak (20-30cm lik) sorunlu damar kesilerek vücuttan çıkarılıyordu. Ancak günümüzde skleroterapi ve köpük tedavisi sayesinden hiçbir kesi uygulanmadan yalnızca bir enjeksiyon olan kadar kolay bir şekilde tedavi uygulanmaktadır. -Hastane yatışına gerek yoktur.
- Narkoza gerek yoktur.
- Hasta konforu yüksektir.
- Tekrar etme riski yoktur.
- Pratiktir. 10 dakika kadar kısa bir sürede uygulanabilir.
- Acısız ve ağrısızdır.
- Tedavi sonrası özel bakım gerekmez.
- Tedavi ücretleri ekonomiktir. Ameliyat gibi maliyetli değildir.
- İş gücü kaybı yaşanmaz. Hasta aynı gün sosyal hayatına dönebilir.
[1] Boisseau, M. R. (2014). Chronic venous disease and the genetic influence. Phlebolymphology, 21(2), 100-111.https://www.phlebolymphology.org/chronic-venous-disease-and-the-genetic-influence/
[2] Caggiati, A., Rosi, C., Heyn, R., Franceschini, M., & Acconcia, M. C. (2006). Age-related variations of varicose veins anatomy. Journal of vascular surgery, 44(6), 1291-1295. https://www.sciencedirect.com/science/article/pii/S0741521406013656
Redaksiyon : Sevde Kapu